Ağır Metal ve Toksik Yük Atılımı

02.05.2025

Cıva, Aliminyum ,Kurşun gibi pek çok ağır metal boyutlarının küçük olması nedeniyle vücuda kolayca girerler ve lizozomlar başta olmak üzere hücre içinde rahatça depolanırlar.

Sinir sistemine de kolayca ulaşan bu ağır metaller, sinir sisteminin iletiminde görev yapan ranvier boğumları da dahil olmak üzere nörona yerleşerek, DNA çift sarmalının yapısına girerek DNA’yı bozabilirler. Bu durum hücreler arası iletişimin bozulmasından, hücre protein ve DNA yapısının bozulmasına kadar hücreye hasar verir.

uzm-dr-yeliz-bakuy

Ağır Metalleri ve Toksik Yükleri Vücudumuza Nasıl ve Ne Şekilde Alırız?

Ağır metaller, egzoz dumanı, sigara, bazı deniz ürünleri (özellikle derin su balıkları ve kabuklu deniz canlıları) böcek ilaçları, kontak lens solüsyonları, piller, bazı aşılar ve amalgam dolgular gibi birçok faktör aracılığıyla vücudumuza girer.

Belirtiler kronik yorgunluk, baş ağrısı, huzursuzluk, konsantrasyon ve öğrenme güçlüğünden Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklara kadar birçok klinik tablo ile de karşımıza çıkabilmektedir. Gıdalardan ve çevreden aldığımız ağır metaller sağlığımız için büyük tehlike oluşturmaktadır.

Amalgam Dolgunun Vücuda Zararı Var mıdır?

Amalgam dolgular gümüş, bakır, çinko, kalay gibi metal tozlarının civa ile karıştırılması ile oluşan özel bir alaşımdır. Civa diğer metallere kolayca bağlanabilme ve bir arada tutabilme özelliğinden dolayı amalgam dolgularda %50 oranında bulunmaktadır.

Dişe yerleştirilen tek amalgam dolgudan, çiğneme, diş fırçalama gibi mekanik yolla ve buharlaşma yolu ile her gün yaklaşık 15 mikrogram civanın serbest hale geçerek vücudumuza girdiği artık bilimsel olarak kabul edilmektedir. Bu oran diğer yollarla aldığımız civadan çok daha yüksek ve sağlığımız için tehlikelidir.

İnhalasyon, mukozadan emilme gibi yollarla vücuda giren civa hayati organlarda birikmeye başlar. Hücre protein yapısı, metabolizmasını ve işleyişini bozar ve sonuçta birçok hastalık için zemin hazırlanmış olur. Dokulardaki civanın yarılanma ömrü ise 15-30 yıl arasında değişmektedir. Bu da vücudumuzda depolanan civanın vücuttan yarısının dahi atılmasının uzun yıllar süreceğinin göstergesidir.

biyofrekans-makinesi

Biorezonans (Biyofrekans) İle Ağır Metaller ve Toksik Yükler Vücuttan Atılabilir mi? 

Birçok kronik hastalığın oluşmasında etken olan ağır metallerin, dokulardan ayrılarak vücuttan atılmasında biorezonans çok etkili bir yöntemdir. Ağır metal atılımında detoksifikasyon organlarımızın hazır olması, uygun bir şelasyon yapılması da sağlık açısından oldukça önemlidir. Biorezonans ile detoksifikasyon organları desteklenir ve şelasyona katkı sağlanır.

Parkinson, multiple-skleroz gibi kronik ve ilerleyici hastalıklardan, kronik depresyon, dikkat dağınıklığı ve otizme kadar birçok hastalıkta ağır metallerin vücuttan uzaklaştırılması tedavinin vazgeçilmez parçasıdır. Kliniğimizde biorezonans terapileri ile kişiye özel tedavi planlaması ile ağır metallerden hızlı ve güvenli bir şekilde kurtulmak mümkündür. Amalgam dolgu sökümü işleminde biorezonans terapisi ve uygun şelasyon kullanımı civanın dokuda birikimini engellemek için çok önemlidir.