Son yıllarda birçok faktöre bağlı olarak alerjik, kronik ve dejeneratif hastalık sayılarında artış görülmektedir. Özellikle elektromanyetik maruziyet, hareketsiz yaşam, doğal olmayan beslenme tarzı, stres ve çevresel toksinlerdeki artış; alerjik hastalıklar başta olmak üzere kanser, kalp-damar hastalıkları, obezite, tip 2 diyabet ve kemik erimesi gibi çok sayıda hastalığın yaygınlaşmasından sorumlu tutulmaktadır. Ancak gelişen teknoloji yardımı ile bu hastalıklardan kurtulmak artık mümkün olmaktadır.
İçindekiler
Biorezonans Terapi Nasıl Bir Tedavi Yöntemidir?
Biorezonans 400’e yakın hastalık için uzun yıllar içinde edinilen tecrübeler ve bilimsel çalışmalar ışığında tedavi protokolleri oluşturulmuş olan ve Avrupa ülkelerinde 40 yılı aşkın süredir uygulanan bir terapi sistematiğidir.
Biorezonans uygulamasında temel prensip, hastalığa neden olan gerçek sorunları tespit ederek; ağrısız, acısız ve yan etkiye neden olmaksızın kişiye özel bütüncül yaklaşımla tedavi planı geliştirmektir. Biorezonans dogmatik bir metot olmayıp, tecrübeli hekimlerin hastaya özel çok sayıda terapi protokolleri geliştirilebileceği dinamik bir yöntemdir.
İlk Biorezonans terapi çalışmaları daha çok alerjiler üzerine yoğunlaşmış fakat yıllar içinde tecrübeler arttıkça Biorezonans terapinin hemen her hastalıkta kullanılabileceği fark edilmiştir.
Biorezonans Terapisi İşleyiş Biçimi Nasıldır?
Madde, enerjinin yoğunlaşmış halidir. Her madde, atomlarının elektron yapısından kaynaklanan ve o maddeye özel olan bir elektromanyetik ışınım ile frekansa sahiptir. Bu durum doğada bulunan her maddenin kendine özgü bir titreşim kodu olduğunu gösterir.
Doğadaki tüm maddeler gibi insan organizması da yoğunlaştırılmış bir enerji alanıdır. Bu elektromanyetik alanda tüm yapıların kendine özgü farklı titreşim frekansları vardır. Tıpkı insan gibi bakterilerin, virüslerin, parazitlerin ve toksinlerin de kendine özgü titreşim frekansları mevcuttur. Patojen, toksin allerjen ya da travma gibi nedenlerle ortaya çıkan bozuk titreşimler insan vücudunun elektromanyetik düzenleyici sistemlerinde yüklenme yaratır. Vücut artık bu yüklenmelerle baş edemediğinde hastalık bulguları belirir.

Biorezonans Terapi İle Tedavi Sürecinde Neler Yaşanır?
Bioregülatif tıp tekniği olan Biorezonans ile terapi sürecinde öncellikle hastadan alınan kan örneği biofiziksel yöntemler kullanılarak incelenir. Toplamda 6.400 maddenin taranması ile tüm patolojik yükler ayrıntılı olarak tetkik edilir. Alerjenler toksinler, ağır metaller, elektromanyetik maruziyet ile bakteri, virüs ve mantar gibi mikroorganizmalar tespit edilir. Tespit edilen patojenler ve hastalığa göre değişebilmekle birlikte genellikle haftada bir veya iki kez uygulanan kişiye özel Biorezonans ile terapi programına geçilir.
Elektromanyetik frekanslar ile tedavi eden bir yöntem olan Biorezonans cihazına, hastaya ait bireysel veriler tedavi olan vücut bölgesinden iletken elektrotlar aracılığıyla alınır. Cihazda işlenerek faz kaydırılması metodu ile ters çevrildikten sonra vücuda yine elektromanyetik mat ve iletken elektrotlar ile geri verilir.
Hiçbir yan etkisi olmayan, çocuklarda ve bebeklerde de güvenle kullanılabilen Biorezonansla patolojik frekanslar tam tersine çevrilerek verildiği için hastalık etkeni de güvenli bir şekilde ortadan kalkmış olur ve organizma sağlıklı çalışır duruma gelir. Terapi süresince fizyolojik sağlıklı frekanslar güçlendirildiği için vücudun kendi savunma sistemleri de sağlıklı çalışmaya başlar.
Biorezonans Terapinin İnsan Vücudu Üzerinde Olumsuz Bir Etkisi Mevcut mudur?
Biorezonans terapisi klasik tıpla birlikte güvenle kullanılabilir. Klasik tıpla asla bir arada olumsuz etki oluşturmaz, aksine birlikte kullanılması tedavi sürecini hızlandırır, etkinliğini artırır. Bu terapi yönteminde bütünsel yaklaşımla hastalıkların birbiri ile ilişkisi incelenir; enerjisel, zihinsel ve bedensel olarak hastalık nedenleri tespit ve tedavi edilir.
Biorezonans terapi uzun yıllardır güvenle kullanılmaktadır ve hiçbir yan etkisi yoktur.
Biorezonans Terapi, Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılmaktadır?
İlk Biorezonans terapi çalışmaları daha çok alerjiler üzerine yoğunlaşmış olmakla birlikte, yıllar içinde tecrübeler arttıkça Biorezonans terapisinin hemen her hastalıkta kullanılabileceği fark edilmiştir. Zaman içinde konvansiyonel tıp yöntemleriyle tam olarak iyileşemeyen hastalıklarda da destek amaçlı kullanımı başlanmıştır.
Biorezonans , Hepatit B ve C, Alzheimer hastalıkları, alerjiler, diş sağlığı problemleri, saç dökülmesi, obezite ve hormonal bozukluklar, bağımlılık tedavileri (sigara, alkol vb.), kronik yorgunluk, otoimmün hastalıklar, mide ve bağırsak problemleri, ameliyat sonrası hızlı iyileşme, kronik ağrılar (bel, eklem ve romatizmal), multiple skleroz, otizm, hiperaktivite ve fibromiyalji gibi pek çok hastalığın iyileşmesine ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine büyük katkı sağlamaktadır.
