Biorezonans terapisi, vücudun elektromanyetik frekanslarını analiz ederek, sağlıksız frekansları nötralize etmeyi ve vücudun kendi iyileşme mekanizmalarını aktive etmeyi amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Vücudumuzdaki her organ ve hücre, kendine has bir enerji frekansıyla çalışır; tıpkı bir orkestradaki enstrümanlar gibi, bu frekanslar uyum içinde olduğunda sağlık dengesi korunur. Biorezonans cihazları, bu frekansları ölçer ve denge bozukluklarını tespit eder. Ardından, uygun frekans dalgalarıyla hücre iletişimini düzenler.
Tedavi öncesi detaylı bir analiz yapılır. Cihaz, hastanın vücudundaki dengesizlikleri ve toksin yükünü tespit eder. Bu veriler ışığında kişiye özel bir tedavi frekans protokolü hazırlanır. Her seans ortalama 45-60 dakika sürer. Haftada 1 veya 2 kez uygulanabilir. Ortalama 6-12 seanslık kürler önerilir. Ağrısız, ilaçsız ve iğnesiz bir süreçtir. Biorezonans, ilaç tedavilerinin yerine değil; tamamlayıcısı olarak görülmelidir. Birçok hasta, hem doktor kontrolü altında ilaçlarını kullanıp hem de biorezonansla destek alarak daha hızlı toparlanma göstermiştir.
Bazı hastalar, seanslar sonrası açlık ve tokluk kan şekeri değerlerinde istikrar gözlemlemiştir. Vücut enerjisinin dengelenmesi, insülin hassasiyetini artırabilir. Hücrelerin rezonans dengesi sağlandığında, hücresel iletişim güçlenir. Bu da glikoz metabolizmasının düzenlenmesine yardımcı olur. Yorgunluk ve bağışıklık sorunları, diyabetin sık eşlikçilerindendir. Biorezonans terapisi, bu ikiliyi dengeleyerek hastaların kendilerini daha zinde hissetmesini sağlar.
Biorezonans terapisi, birçok hasta için cazip hale gelen bir dizi avantaj sunar: