M.Ö. 450 yıllarında Hipokrat “Bütün hastalıklar bağırsakta başlar” demiştir ve 2500 yıl önce tespit edilen bu gerçek günümüzde de birçok bilimsel çalışma ile desteklenmekte, bağırsak florasının önemi her geçen gün daha da fazla önem kazanmaktadır.
Bağırsak florası sağlığımızın temel taşlarından biri olup değeri her gün biraz daha anlaşılmaktadır. Sindirim sisteminde yer alan bu mikrobiyal topluluk, sindirimden bağışıklık fonksiyonlarına kadar pek çok hayati süreci etkilemektedir.
İçindekiler
- Bağırsak Florası Nedir?
- Bağırsak Florası Neden Önemlidir?
- Bağırsak Florası Neden Bozulur?
- Biorezonans (Biyofrekans) İle Bağırsak Florasının Sağlığı Nasıl Korunur?
- Biorezonans İle Bağırsak Florası Tedavisi İçin Kimler Uygun Adaydır?
- Biorezonans İle Bağırsak Florası Tedavisinin Avantajları Nelerdir?
- Biorezonans Sisteminin Yan Etkisi Var mıdır?
- Biorezonans İle Bağırsak Florası Desteği Kaç Seans Yapılır?
- Biorezonans İle Bağırsak Florası Terapilerinde Yaş Sınırı Var mıdır?
- Biorezonans İle Bağırsak Florası Tedavisi Kalıcı mıdır?
- Bağırsak Sağlığı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Günümüzde, bağırsak florasındaki dengesizliklerin pek çok hastalığa davetiye çıkardığı artık bilinen bir gerçek. Son yıllarda kabul gören “bağırsaklar ikinci beyindir” kabullenişini de göz önünde bulundurduğumuzda bağırsak florasını korumak sadece fiziksel değil psikolojik sağlığımız için de büyük önem taşımaktadır.
Bağırsak Florası Nedir?
Bağırsak florası dediğimiz sistem bağırsaklarda bulunan mikroorganizmaların toplamıdır. Bu mikroorganizmalar, sindirim sisteminin sağlığını ve fonksiyonunu önemli ölçüde etkileyerek besin emilimine, sindirime, bağışıklık sistemi fonksiyonlarına ve bağırsak duvarının bütünlüğünün korunmasına yardımcı olur.
Bağırsak florasının sağlıklı bir dengeye sahip olması önemlidir. Sağlıklı bir barsak florası, zararlı bakterilerin çoğalmasını engeller ve bağırsak duvarını koruyarak bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasını destekler. Sağlıksız kabul edebileceğimiz dengesiz bağırsak florası; sindirim sorunları, bağışıklık sistemi bozuklukları ve diğer birçok sağlık problemine yol açabilir.
Bağırsak Florası Neden Önemlidir?
Bağırsak florası, sindirim sisteminin sağlığını koruyan önemli etkenlerden biridir. Sindirim sürecinde önemli bir rol oynayan bağırsak florasında bulunan mikroorganizmalar, yiyecekleri parçalamaya ve sindirmeye yardımcı olarak vücutta besin maddelerini daha etkili bir şekilde emilmesini sağlar.
Son zamanlardaki araştırmalarda ise bağırsak ve beyin arasındaki bağlantıya dair daha çok kanıt ortaya çıkmıştır. Tüm bu araştırmaların ışığında şunu çok rahat ifade edebiliriz ki "Sağlıklı bir bağırsak florası, ruh hali ve beyin fonksiyonları üzerinde de olumlu etkilere sahiptir".
Sağlıklı bir yaşam için ilk olarak sağlıklı bir sindirim sistemine sahip olmak ilk ve vazgeçilmez unsurdur. Bu sistemin iyi çalışması sonucu, vücudumuz için gerekli olan tüm gıda, mineral ve vitaminlerin yeterli düzeyde kullanılması ve zararlı maddelerin vücudumuzdan uzaklaştırılması sağlanır. Sindirim sistemimiz ağızdan başlar ve anüste sonlanır. Tüm bu yol boyunca besinler parçalanır, emilir ve zararlı maddeler atılır. Bağırsak dokusunu, dış ortamdan koruyan, işleyişinin sağlıklı olmasını sağlayan koruyucu bir flora vardır. Bu flora % 85 faydalı bakteri yani probiotiklerden, %15 candida ve diğer mikroorganizmalardan oluşmaktadır.
Bağırsak florası besinlerin parçalanması, sindirim enzimlerinin sentezlenmesi, bağırsak epiteli üzerinde bariyer görevi ile geçirgenliğinin kontrolü, zararlı maddelerin vücuda girmesinde bariyer oluşturma, mukoza için gerekli enerjinin büyük bir kısmının kısa zincirli yağ asitlerinden sentezlemesi, bazı vitamin ve minerallerin sentezlenmesi gibi birçok önemli görevi vardır.
Bağırsak florasının çeşitli nedenlerle bozulması, multıple skleroz, hashimato tiroiditi, alerjik hastalıklar gibi birçok hastalığın temelini oluşturmaktadır.
Bağışıklık sistemimizin önemli bir bölümünü oluşturan bağırsak florası, bedenimizdeki sağlıklı mikroorganizmaları korur, zararlı bakterilerin çoğalmasını engeller ve bağışıklık hücrelerinin fonksiyonlarını da destekleyerek vücudumuzun hastalıklara karşı savunmasını güçlendirir.
Bağırsak florası; enterik sinir sistemi ve bağırsak hormonları üzerinde de etkilidir. Bununla beraber metabolizma, iştah kontrolü ve duygu durum gibi çeşitli fizyolojik ve psikolojik süreçlere pozitif katkı sağladığı bilinmektedir. Ayrıca sağlıklı bir bağırsak florası, vücudumuzda anti-inflamatuar etki gösterir. Yani vücudumuzda ki sağlıklı mikroorganizmaları korur ve bunun neticesinde inflamasyon azaldığı için daha güçlü bir bağışıklık sistemine sahip oluruz.
Bağırsak Florası Neden Bozulur?
Bağırsak floramızı bozan etkenler arasında en önemlisi yanlış beslenmedir. Özellikle basit şeker, işlenmiş karbonhidratlar, katkı maddeli ve aroma ile tatlandırılmış gıdalar, hormonla veya suni yemle beslenen hayvanlardan üretilen yiyecekler bağırsak floramızı bozar. Diğer nedenler arasında ise yoğun antibiyotik kullanımı, bazı uyku ilaçları, kortizol kullanımı, doğum kontrol hapları, mide asiditesini azaltmaya yönelik ilaçlar, stres, diyabet ve obezite gibi hastalıklar sayılabilir.
Bağırsak florasını olumsuz yönde etkileyen ve bağırsak florasının dengesini bozan pek çok etken söz konusudur.
Dengesiz beslenme, besin değeri yönünden kalitesiz yiyeceklerle beslenme, işlenmiş gıdaların yoğun tüketimi, paketli gıdalar, aşırı yağlı ve tuzlu yiyecekler bağırsak floramızın bozulmasında öncü rol oynayan tüketim hatalarının başında gelir.
Bunun yanında aşırı antibiyotik kullanımı ve bazı ilaçlar da bağırsak floramızın bozulmasında rol oynar.
Bağırsak floramızın olumsuz etkilenip hastalıklara davetiye çıkarmasının nedenlerinden biri de yoğun stres altında olmaktır. Özellikle kronik stres, kortizol hormonunun seviyesini artırdığı için bağırsak floramızı negatif yönde etkilemektedir.
Bunların dışında, başta bağırsak enfeksiyonları ve bazı hastalıklarda bağırsaklarımızın bozulmasına neden olmaktadır.
Biorezonans (Biyofrekans) İle Bağırsak Florasının Sağlığı Nasıl Korunur?
Günümüzün tamamlayıcı tıp uygulamalarından olan Biorezonans vücudumuzun elektromanyetik frekanslarını referans alarak vücudumuzdaki sağlık problemlerini tespit etmek için kullandığımız bir yöntemdir. Özellikle bağırsak sağlığı üzerinde problem yaratan patojen ve toksinlerin tespit edilmesi ve ortadan kaldırılmasında sıklıkla kullanmaktayız.
Vücudumuzda çeşitli sağlık sorunları kendini göstermeye başladığında vücudumuzun elektromanyetik frekans değerlerinin değiştiği bilinmektedir.
Biorezonans kan taramaları bu değişimleri tespit edip, bozulmalara neden olan etkenleri bulur (virüs, bakteri, parazit, intoleranslar vb.), takip eden süreçte hekiminiz tarafından uygun görülen terapilerle etkenler vücutta elektromanyetik anlamda sıfırlanarak iyileşme sürecinin ilk aşaması gerçekleştirilir.
İlk olarak hastalarımızın tıbbi özgeçmişleri alınır. Günümüze kadarki süreçte kullandıkları ilaçlar ve tedaviler öğrenilir. Akabinde gerekli tetkikler yapıldıktan sonra Biorezonans cihazları aracılığıyla vücuttaki frekans dengesizlikleri tespit edilerek kişiye özel bir tedavi protokolü oluşturulur.
Biorezonans terapisi, bağırsak florası ve geçirgenliğini etkileyebilecek mikroorganizmaları, intoleransları ve diğer toksik yükleri tespit ederek bunları uygun frekans terapileri ile sisteme zarar vermekten çıkartır ve bağırsak florasının yeniden oluşması ve geçirgenliğinin düzelmesi sürecine katkı sağlar.
Biyofrekans terapisi, bütüncül yaklaşım ile hastalık nedenleri araştırılmakta, bağırsak florası özel programlar ile desteklenmekte, bağırsaktaki bakteri virüs ve mantarlar tedavi edilmekte ve bağırsak florasında faydalı bakteriler desteklenmektedir. Bağırsakta kronik inflamasyona neden olan alerjenler tedavi edilerek, bağırsak geçirgenliği düzenlenmekte; ağır metal ve toksik yükler uzaklaştırılarak ikinci beynimizin sağlıklı çalışması, gerekli vitamin, mineral ve gıdaların vücudumuza alınması ve bağışıklık sistemimizin regülasyonu sağlanmaktadır.
Biorezonans İle Bağırsak Florası Tedavisi İçin Kimler Uygun Adaydır?
Geleneksel tıbba destek olarak tamamlayıcı terapilere yönelen, bağırsak florasındaki dengesizlikler nedeniyle çeşitli başka hastalıklara sahip olan herkes Biorezonans ile bağırsak florasının bozulmasına neden olan faktörleri; yaş sınırı, cinsiyet ve kronik hastalıklarını gözetmeksizin tespit ettirebilir ve kontrolleri yapan hekim onayı ile terapiye başlayabilirler.
Biorezonans İle Bağırsak Florası Tedavisinin Avantajları Nelerdir?
Biorezonans ile bağırsak florası terapisi, non-invaziv olan destekleyici bir terapi yöntemidir. Bu yöntemde cilde herhangi bir kesi veya injeksiyon yapılmaz. Dolayısıyla seans sonrası sosyal hayatı kesintiye uğratan bir iyileşme süreci söz konusu değildir.
Biorezonans ile bağırsak florası tedavisinde tamamen vücuttan alınan hücresel düzeydeki bilgiler ışığında kişiye özel bir terapi programı uygulanır.
Kişiselleştirme, tüm Biorezonans terapilerinde olduğu gibi bağırsak florası terapilerinin de temelini oluşturur. Kişiye özel seans protokolleri oluşturarak yüksek hasta memnuniyeti sağlayabilen Biorezonans terapisi her hasta grubuna uygulanabilen güvenilir bir uygulamadır.
Biorezonans Sisteminin Yan Etkisi Var mıdır?
Biorezonans yöntemi yaklaşık 50 yıldır uygulanan güvenilir ve konforlu bir terapi yöntemi olup protokollerinin uygulanmaya başladığı geçmişten günümüze kadar hastalar tarafından herhangi bir negatif geri bildirim olmamıştır.
Biorezonans İle Bağırsak Florası Desteği Kaç Seans Yapılır?
Biorezonans ile bağırsak desteği, kişiye özel planlanan bir terapi protokolüdür. Kişinin kan taraması neticesinde elde edilen bilgiler ışığında seans sayısı ve seans aralıkları belirlenir. Dolayısıyla standart bir seans sayısından bahsetmek pek mümkün değildir.
Biorezonans İle Bağırsak Florası Terapilerinde Yaş Sınırı Var mıdır?
Biorezonans terapileri bir günlük bebeğe uygulanabildiği gibi 90 yaşında birine de uygulanabilen, yaş sınırı olmayan bir yöntemidir.
Biorezonans İle Bağırsak Florası Tedavisi Kalıcı mıdır?
Vücudumuz canlı bir dokudur. Dolayısıyla yıllar içerisinde beslenme alışkanlıklarımız veya maruz kaldığımız etkenler değiştikçe bağırsak floramızda yeniden dengesizlikler oluşabilir. Ancak hekiminizin vereceği bağırsak florasını koruyucu ve geçirgenliğini azaltıcı takviyeleri uygulayarak daha sağlıklı bir bağırsak sistemine sahip olmanız kliniğimizin amaçlarından biridir.
Bağırsak Sağlığı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Davranışlarımızı ve ruhsal dengemizi etkileyen tek organ beynimiz değil; ikinci beyin olarak da adlandırılan karın bölgesindeki “enterik sinir sistemi”mizdir. Beynimiz ile pek çok açıdan benzer özelliklere sahip olan, bağımsız olarak çalışabildiği gibi vagus siniri üzerinden beyne sinyaller göndererek davranışlarımızı etkileyebilen bir sistem olan enterik sinir sisteminin bağırsak duvarına gömülü olduğu, üstelik hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı önemli ölçüde etkilediği artık bilim dünyası tarafından kabul edilmektedir.
Bağırsakların beyne vagus siniri aracılığı ile ilettiği çok sayıda bilgi; beynimizde işlenmekte, bağırsak tarafından da sentezlenen seratonin, dopamin gibi yaklaşık 40 tane nörotransmitterler ruhsal ve bedensel sağlığımızı etkilemektedir. Vücutta bulunan serotoninin %80’ inin, dopaminin ise yaklaşık %90’ının bağırsakta üretildiği son dönem yapılan çalışmalarla desteklenmektedir.
Depresyonu engellediği, uyku, iştah ve vücut ısısını düzenlediği bilinen serotonin, bağırsakta üretildikten sonra kana karışır ve akciğer, karaciğer ve hatta kalp gibi organların sağlıklı çalışması, işleyişinin düzenlenmesine katkı sağlar, duygu durumumuzu değiştirebilir. Genel kanı bağırsakta üretilen nörotransmiterlerin beyne ulaşamadığı doğrultusunda olsa da kuramsal olarak hipotalamus gibi kan-beyin bariyeri olmayan küçük bölgeler için bu durum geçerli değildir. Bu da bağırsakta üretilen serotoninin duygu durumumuza etki ettiğini gösterir. Bu tezi destekleyen 2006, “The British Journal of Psychiatry” de yayımlanan bir araştırmaya göre vagus sinirinin uyarılmasının başka tedavilere yanıt vermeyen kronik depresyon tedavisinde etkili olduğunu göstermektedir.
Depresyon tedavisinde serotonin seviyesini ilaçlarla artırmanın yanı sıra, bağırsak florasının tedavi edilmesi, normal-sağlıklı fonksiyon yapabilir duruma gelmesi, etkili ve kalıcı tedavi için vazgeçilmez bir unsurdur. Aynı şekilde otoimmun hastalıklarda bağışıklık sistemini baskılamak yerin, neden bu sistemin bozulduğunun araştırılması ve ana nedenin tedavi edilmesi çok daha etkili belki de tek tedavi şekli olabilmektedir.