Alerjik hastalıkların görülme sıklığı günümüzde giderek artmakta ve tedavileri artık çok daha fazla önem kazanmaktadır. Biorezonans yöntemiyle artık alerjilere hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edilebilmekte, alerjik bozukluklardan kaynaklanan tüm hastalıkların tedavisinde % 85-90 oranında başarı sağlanabilmektedir.
İçindekiler
- Alerji Nedir?
- Hangi Hastalıkların Temelinde Alerji Var veya Olabilir?
- Biorezonans (Biyofrekans) İle Alerji Tedavisi Nasıl Olur?
- Biorezonans İle Alerji Tedavisi Ağrılı Bir Süreç midir?
- Biorezonans İle Alerji Terapisi Kaç Seans Yapılır?
- Alerji Tedavisi İçin Doğru Zaman Nedir?
- Kimler Biyorezonansla Alerji Tedavisi İçin Uygun Birer Adaydır?
Alerji Nedir?
Bağışıklık sisteminin aslında zararlı olmayan, günlük yaşamda sıklıkla karşılaştığımız bazı maddelere karşı verdiği aşırı reaksiyondur. Bu reaksiyonlara alerji, buna yol açan maddelere alerjen denilir. Bu maddeler, bağışıklık sistemimizle temas ettiğinde vücut önce belleğe kaydeder sonra buna karşı aşırı miktarda koruyucu madde (antikor) üretir. Tekrarlayan temaslarda bu durum alerjiye yol açar. intolerans terimi ise alerji semptomlarının pek belirgin olmadan immun sisteminin daha hafif tepkiler vererek maddeye karşı tahammülsüzlüğünün ifadesidir.
Vücudumuzda aşırı hassas tepkilere yol açan alerjenler sadece yaşam kalitemizi düşürmekle kalmaz aynı zamanda yol açtıkları problemler nedeniyle vücudumuzda döküntü, kızarıklık, kaşıntı, üst solunum yolu problemleri olmak üzere bir çok soruna neden olur.
Hangi Hastalıkların Temelinde Alerji Var veya Olabilir?
Astım Bronşial
Hava yolu inflamasyonu ile oluşan bronşların aşırı hassasiyeti, nöbetler şeklinde öksürük, hırıltılı solunum, göğüste sıkışma yakınmalarının bir veya birkaçı ile seyreder.
Kronik Rinit / Saman Nezlesi
Polen zamanlarında kronik nezle ve göz kaşıntısı olarak kendini gösterir. En sık bahar aylarında görünür ve polen dönemi geçince şikayetlerde biter. Şayet alerji küfe ve ev tozu akarına karşı ise tüm sene boyunca şikayetler devam eder ve kronik rinit ve konjonktivit olarak adlandırılır.
Ülseratif Kolit / Crohn Hastalığı
Tetikleyen faktörler stres, enfeksiyonlar, vs.. olsa da hastalığı tetikleyen unsurlar arasında gıda alerjileri oldukça önemli rol oynamaktadır. Bu tespitle ilgili halen çeşitli bilimsel araştırmalar yürümektedir. En önemli çalışma neticelerini Amerika Birleşik Devletleri'ndeki araştırma grubu Dr. Lebenthal ve Alman Gastroenterolog Dr. Oesterle sunmaktalar.
Kronik iltihabi bağırsak hastalıklarının tedavisinde kişiye özel doğru beslenme oldukça önemli bir yer tutmakta, ayrıca bakteri virüs parazitlerin tespit ve tedavisi, Candida’nın kontrol altına alınması hastalığın seyrine olumlu yönde çok büyük katlı sağlamaktadır.
Migren
Migrende terapisinde kişiye özel doğru besleme oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Dokunan gıdalar tespit ve tedavi edildiğinde migren ataklarında belirgin azalma ve hatta tamamen geçme söz konusu olabilmekte, yine toksik yük, kimyasal, bakteri, virüs ve mantarların biorezonans sistemi ile tedavisi de oluşan iyilik halinin devamlılığı için etkili olmaktadır.
Atopik Egzema / Alerjik Dermatit
Atopik egzema en çok bilinen egzema türüdür. Üç aylık bebeklerde başlayıp, tipik bölgelerde kaşıntılı, zaman zaman nemli yapıda olduğundan derinin üstüne mikrooganizmaların da yerleşip cilt enfeksiyonuna da yol açabilme ihtimali vardır.
Cilt giderek hassaslaşır ve dış etkenlere (sabun, güneş ışığı, vb.) karşıda tepki göstermeye başlar. Kaşıntı artar, gece uykusunu sürekli böler, asabiyete ve strese sebep olur.
İritabl Kolon / Hazımsızlık
İritabl Kolon ishal ve kabızlık ataklarıyla kendini gösteren, gazın eşlik ettiği, karın bölgesinde kramplı ağrıya neden olan hastalıktır. Hastalığı tetikleyen faktörler stres, bazı gıda maddeleri ve enfeksiyonlar olabilir.
Romatizmal Hastalıklar
Monoartrit, Poliartrit, yumuşak doku romatizması gibi hastalıklarda vücutta inflamasyona neden olan yiyecekler etkenler arasında sayılabilir.
Kronik Otit
Kronik otitde alerjiye çok sık rastlanır. İnek sütü alerjisi diğer gıda maddelerine göre daha çok ön plandadır.
Kronik Sinüzit
Kronik sinüzitte temel alerji olarak inek sütü alerjisine çok sık rastlanır. Yumurta akı, ev tozu akarı ve polenler de önemli tetikleyiciler arasındadır.
Kronik Bronşit
Kronik öksürük ve zaman zaman nefes darlığı olarak kendini gösteren bir hastalıktır. Bu hastalık grubunda tetikleyici faktörlerin başını şüphesiz sigara dumanı ve hava kirliliği çekmektedir.
Kronik Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları
Genelde viraldir ve zaman zaman bakteriler de hastalık tablosuna katkıda bulunur. Ancak alerjilerinde immün sistem üzerindeki baskılayıcı etkisi sorunun temel sebeplerinden olabilir.
Kronik Yorgunluk
Kronik yorgunluk çağın hastalıklarından bir tanesidir. Önemli faktörler stres, kronik vitamin ve mineral eksiklikleri, çevre kirliliği ve elektromanyetik kirliliktir. Alerjiler de kronik yorgunlukta oldukça önemli etkenler arasındadır.
Akne Vulgaris
Akne tedavisinde vücutta inflamasyon oluşturmayacak beslenme çok önemlidir.
Kronik Ürtiker/ Anjionörötik Ödem
Kronik ürtiker halk dilinde kurdeşen olarak tanınır. Ciltte yüzeysel ödem ve kaşıntı oluşmasıdır. Kronik inflasmayona sebep olması nedeniyle mutlaka tedavi edilmelidir.
Hiperaktivite Sendromu / Dikkat Bozukluğu
Özellikle çocuklarda görülen bu rahatsızlıkta doğru beslenme tedavinin vazgeçilmez bir parçasıdır.
Kabızlık
Sindirim sistemi bazı gıda maddelerinin hazmında zorlanırlar. Ne kadar doğru beslenme kurallarına uyulursa uyulsun, kabızlık ancak ilaçlarla giderilir hale gelir. Bu durumlarda herhangi bir gıda intoleransı olup olmadığı tespit edilmelidir. Kabızlık nedenlerinden biri de tolere edilemeyen gıdalardır. Kalıcı çözüm için beslenmeye bireye özel olmalı, dokunan gıdalar tespit ve tedavi edilmelidir.
Hayvan Tüyü veya Kılı Alerjisi
Bu alerjinin başarılı olarak tedavi edilmesi evinde kedi, köpek beslemek isteyen fakat bu hayvanlara alerjisi olan bireyler için çok sevindiricidir. Terapi bilgisi ve alerjiyi tetikleyen bilgi ne kadar örtüşürse tedavi o kadar başarılı olur. Bu yüzde bu alerjilerde genellikle evdeki beslenen hayvanın tüyü istenir.Tedavi sonrası ev hayvanlarıyla birlikte alerjisiz yaşamak hiç de mucize değildir. Tedavi sonrası hayvanlarla temas sonrası gelişen bulgular ortadan kalkar.
Polen Alerjisi
Üst solunum yollarını etkileyen bu alerji alt solunum yolu hastalıklarına da zemin hazırlayabilmektedir. Gözde kaşıntı, hapşırma gibi bulgulardan astım atağına kadar geniş bir bulgu skalası mevcuttur. Hastalarda temiz polen alerjisine ek olarak atık gazlar, hava partikülleri ve haşere ilaçları ile kirlenmiş polenlere de alerji vardır. Bu da alerjenin sürekli şekil değiştirmesi anlamına gelmektedir Bu sebeple biorezonans terapisi ile polen alerjisi tamamen geçebileceği gibi her yıl polenlerin yoğun olduğu mevsimlerde kısa süreli hatırlatıcı tedavilere de ihtiyaç duyan hastalar olmaktadır.
Gıda alerjileri
İnek sütü, buğday, şeker ve yumurta alerjileri başta olmak üzere bütün majör ve minör alerjenler biorezonans ile yüksek oranda başarı ile tedavi edilebilmektedir. Özellikle çocuklarda gelişim geriliğine sebep olabilen alerjilerin tedavisi çocuğun fiziksel ve mental gelişimine katkıda bulunmaktadır.
Yuvada ve okulda beslenmelerindeki sıkıntıların ortadan kalkmasını sağlamaktadır. Majör alerjenler tedavi edilirken kısa süreli bu maddelerle ilgili perhize tabii tutulur Busırada biorezonans uygulamaları yapılır. Ara testlerle alerjenin bittiği tespit edilince, perhiz bozulur ve artık bu maddelerin tüketilmesiyle alerjik reaksiyon gözlenmediği görülür.
Biorezonans (Biyofrekans) İle Alerji Tedavisi Nasıl Olur?
Öncelikle biorezonans kan taraması ile elektromanyetik alanda maddelerin frekansları test edilir ve kişiye neler dokunuyor tespit edilir. Sonrasında bu maddelere karşı tüketim kısıtlaması getirilerek vücudun yanlış tanıdığı ve reaksiyon gösterdiği bilgiler sisteme unutturulmaya başlanır.
Tespit edilen maddelerin önceliğine göre, süreç hekiminizin uygun gördüğü aralıklarda Biorezonans cihazları ile vücuda frekans olarak uyumlanır ve testler tekrarlanır. Testlerdeki olumlu değişime göre tekrar maddelerin tüketilmesine devam edilir.
Alerji grubundaki hastalıklarda biorezonans ile başarılı sonuçlar elde etme oranı oldukça yüksektir. Günümüzde alerjiler, alerjen maddeden kaçınma ve belirtilere yönelik ilaç tedavileri ile bastırılmaya çalışılmaktadır.
Kortizon ve antihistaminik ilaçlar hastaya ancak bunları kullandığı sürece yardım edebilmekte, bunun yanında belirtilere sebep olan maddeye karşı olan alerjik tepkiyi ortadan kaldırmamakta ve yan etkilere neden olabilmektedir. Spesifik bağışıklık tedavisi ise sadece küçük bir hasta grubunda uygulanmakta ve çok zaman alması, yüksek maliyetli olması ve her zaman başarılı olunamaması, yan etkilerinin çok olması nedeniyle sınırlı sayıda hastaya uygulanmaktadır.
Biorezonans metodunda tedaviye alerji testi yapılarak başlanır. Kişiye dokunduğu düşünülen her maddeye karşı test yapılabilmekte ve uygulanan terapi ile iyileşme sağlanabilmektedir. Hastanın hangi madde veya maddelere alerjisi olduğu tespit edilir. Tedavi önceliği planlanır. Her bir alerjen cevap tedavisi ile genel alerji eğilimi terapilerinden oluşan kişiye özel tedavi planı oluşturulur.
Alerji eğilimi terapisi ile blokajlar, ışınsal yükler, ağır metaller, kimyasallar, bakteri, virüs ve mantar enfeksiyonu tanı ve tedavisi biorezonans terapi sürecine eklenir. Genellikle haftada bir kez yaklaşık bir saat süren biorezonans tedavi planı uygulanır. Vücuttaki patolojik alerjen frekansı sıfırlanır ve güçlendirilmiş normal sağlıklı frekans verilir. Ara testler yapılarak iyileşme takip edilir, tedavi sonrası vücut, alerji yapan maddeyi normal frekans olarak algılar ve hastalık tablosu ortadan kalkar. Alerjen madde sayısına göre değişebilmekle beraber genellikle 12-14 hafta içinde tedavi sonlanır. Daha sonra hasta alerjenle karşılaştığında tepki vermez ve eskiden görülen belirtilerin hiçbiri gerçekleşmez.
Biorezonans metodu ile alerjik cilt lezyonları, alerjik rinit, alerjik astım, gıda maddesi alerjileri, alerjik mide bağırsak hastalıkları gibi birçok hastalığın tedavisinde büyük başarı oranları kaydedilmektedir. Biorezonans metodu sonrasında bu hastalıklarda da büyük oranda düzelme kaydedilmektedir.
Biorezonans İle Alerji Tedavisi Ağrılı Bir Süreç midir?
Yaklaşık bir saat süren seanslar halinde uygulanan Biorezonans ile alerji terapisi ağrısız ve acısız bir şekilde gerçekleşir.
Biorezonans terapisinde ciltte herhangi bir kesi veya enjeksiyon yapılmaz. İşlem öncesinde cihazının elektrotları vücuda bağlanır ardından elektromanyetik frekanslar sayesinde vücutta hücresel düzeyde iyileşme süreci başlar.
Biorezonans İle Alerji Terapisi Kaç Seans Yapılır?
Biorezonans ile alerji terapisi kapsamında gerçekleştirilen seanslar kaç kez ve hangi aralıklarla tekrarlanacağı hastaların maruz kaldığı alerjenlere ve alerjenlerin vücutta neden olduğu reaksiyonun şiddetine göre değişiklik göstermektedir.
Biorezonans terapileri kişiye özel şekilde planlanan uygulamalardır. Bu nedenle standart bir seans sayısından veya protokolden bahsetmek pek mümkün değildir. Bununla birlikte birçok hastalıkta haftada bir kez bir saat süren bir biorezonans tedavi protokolünün etkili olduğu bilinmektedir.
Alerji gibi kişiden kişiye değişiklik gösteren sağlık problemlerinin terapilerinde Biorezonans seanslarının kişiselleştirilebilmesi sayesinde etkin sonuçlar alınabilmektedir.
Alerji Tedavisi İçin Doğru Zaman Nedir?
Alerji tedavilerinde dönemlerden ziyade kişinin neye alerjisi olduğuna göre bir tedavi takvimi hazırlanır.
Örneğin polen alerjisi olan biri için; görülen semptomun şiddetine göre bahar aylarında bir tedavi protokolü başlatılabildiği gibi kış aylarından itibaren bahara hazırlık olarak da bir tedavi takvimi oluşturulabilir.
Biorezonans seanslarıyla kontrol altına alınması amaçlanan alerji problemlerinde tüm süreç kişiye özeldir ve bu nedenle daima değişiklik gösterir. Bu kapsamda, alerji tedavisi için doğru bir zamandan bahsedebilmek için öncelikle ilgili alerjenin özellikleri ve kişilerin gösterdiği semptomların şiddeti gözden geçirilmelidir.
Kimler Biyorezonansla Alerji Tedavisi İçin Uygun Birer Adaydır?
Alerjik bünyenin olduğu; fakat neyin alerjiye sebep olduğunun bilinmediği durumlarda biorezonans cihazı ile yapılan özel kan testi ile yüksek güvenilirlikle alerjen tespit edilebilinir. Takiben bu alerjiden tedavi ile kurtulunabilinir. Biorezonansla yapılan alerji tedavisinin hiçbir yan etkisi yoktur. Bebeklerde, çocuklarda ve yetişkinlerde rahatlıkla kullanılabilmektedir.